2 Haziran 2017 Cuma

Haluk Yavuzer - ANNE OLMAK



Uzun süredir içinde bulundugum süreç nedeniyle (azıcık hamıleyım de -4,5 aylık-) kitaplardan bir hayli uzak kaldım. =)) Aslı’nın  tavsıyesı üzerine (henüz kendısı okumamıs olsa da =P ) tam da bulunduğum süreçle ilgili beni aydınlatıcı, yol gösterici, rehberlik sağlayan ve tekrar kitap okuma zevkini tattıran “Anne Olmak” adlı kitapla sahalara tekrar geri döndüm. =))

Bakmayın kitabın adına sadece anneler değil, babalar da okumalı, keza kıtap da zaten bir baba tarafından yazılmış. =) Hatta yalnızca anne ve babalar degıl, anne adayı, baba adayı, anneanne, babaanne, dede, dayı, teyze, amca, hala…vb. herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.

Kitap, Cocuk ve Gençlik Psıkolojısını uzmanlık alanı olarak seçmiş Prof. Dr. Haluk Yavuzer ‘ın toplumun çeşitli statülerinde bulunan anne, baba, çocuk ve ergen danışanlarının bakış acıları ve psıkolojılerindan geniş bir yelpaze sunuyor. Anketler, soru-cevaplar içeriyor. Çocuk gözünden anlatıyor nasıl bir anne olmak gerektiğinin kurallarını. Çocukların annelerinden beklentilerini çocukların kullandıkları yalın dil ve samimi duygularıyla aktarıyor ebeveynlere.

Yazar kitapta anneleri davranış özelliklerine göre belli gruplara ayırarak değerlendirmiş ve “çocuklar ile gençler” üzerinde yaptığı, boşluk doldurma testi ile de ne tür bir anneye sahıp oldukları yargısına ulaşmış.

Çocuk yetiştirmede en kritik noktanın çocuk sahibi olma konusunda doğru bir zaman planlaması yapılması gerektiğine dikkat çekmiş. Fiziksel, psıkolojık, ekonomik ve sosyal yönden anne- baba olmaya hazır ebeveynlerin  daha bilinçli bir şekilde çocuk yetiştirebileceklerini belirtmiş. Öncelikle çocuğu istemek ve o çocuğu yaşama hazırlayacak olgunluğa sahip olmak gerektiğinin mutlu çocuk yetiştirmedeki iki  temel öğe olduğunu savunmuş. (ee doğru söze ne hacet.) Plansız gebelik, zorunlu evlilik, boşanma gibi durumlarda çocuk sahibi olmanın çocuğa da, ebeveynlere de verdiği/ verebileceği mutsuzluklara da bu durumları yaşayan danışanlarının ifadeleriyle değinmiş.

Mutlu kuşaklar yetiştirmek için öncelikle mutlu anne olmanın gerektiğini ve sonrasında çocuğun sahıp olduğu yetenek ve ozellıklerine göre yönlendirilmesini gerektiğinin altını çizmiş. Bunu hepımız teoride bılıyoruz belkı ama uygulamada ne kadar yeterliyiz, işte bu koca bir muamma. Bizlerin yetiştirilmesinde yapılan yanlışları ya da çevremizdekilerin çocuk yetiştirmelerindeki gözlemlediğimiz yanlışları bizler yapmayacağımızı söyleriz. Keza ben. Hemen lafı yapıştırıverirler; “sen önce bir çocuk sahıbı ol da, ondan sonra konuş!”

Dur biraz daha büyük konuşayım da başıma gelsin =)) Allah nasip eder de “sağlıklı, sıhhatlı, hayırlı bir evlat” sahibi olduğumda asla çevremdeki bazı annelerden olmayacağım, kitaptaki sözü geçen doyumsuz, anlayışsız, bencil anneliğin ise yanından dahi geçmeyeceğim. Çocuğuma söz. J Onu kendi istek ve arzularıma göre değil, imkanlarım doğrultusunda onun yetenekleri ve zevklerine göre yetişmesi adına ortam sunacağım.

Çocuk yetiştirmedeki en önemli değişmez kuralın hep EMPATI olduğu kanısındayım. Bir çocuğa yaklaşırken kendi çocukluğumda bana nasıl yaklaştıklarına bakarak doğru-yanlış davranışı buluyorum. Beni ne mutlu ederdi? Hangi söz? Hangi yaklaşım? Kimler? Buna göre yaklaşıyorum her çocuğa. Teknolojı, çağ, takvim, dünya…vs değişse de, şimdiki çocuklarla aramızda uçurum düzeyde farklar olsa da, her dönemde her çocuğun&ergenin beklentisi aslında hep aynı: Sevgi görmek. İltifat duymak. Anlaşılmak. Karşılaştırılmamak. Yarıştırılmamak. Kıyaslanmamak. Yanılıyor muyum?



Okumak Harıka Bir Eylemdir!

Esra K.K.