16 Mart 2017 Perşembe

Charles Darwin - TÜRLERİN KÖKENİ




’Çeşitlenme(değişim) ve doğal seçme yoluyla değişiklik geçirerek türeme teorisine önemli bir çok itiraz yöneltildiğini yadsımıyorum. Bu itirazlara değerlerini tam olarak vermeye çalıştım. İlk bakışta hiçbir şey, karmaşık organların ve içgüdülerin, insan aklından üstün olmamakla birlikte ona benzer olan kuvvetlerce değil de, her biri üzerinde bulunduğu canlıya yararlı sayısız ve hafif değişimlerin birikimiyle yetkinleştirilmiş olduğuna inanmaktan daha güç değildir. Bununla birlikte, hayal gücümüze aşılmaz gibi gelen bu engel, şu önermeleri benimsersek, gerçek sayılamaz: Oluşumun ve içgüdülerin bütün parçaları, hiç değilse bireysel farklar göstermektedir- yapıdaki ya da içgüdüdeki yararlı sapmaların saklanmasına yol açan bir var olma savaşı vardır- ve, son olarak, her organın yetkin durumunda, her biri kendi türünde yararlı aşamalanmalar bulunabilir. Bu önermelerin doğruluğu tartışma götürmez sanırım.’’

Bazı kitaplar yayınlandıklarında bir devrime sebep olurlar. Evrimi anlatan Darwin, Türlerin Kökeni ile bilimsel ve kültürel bir devrimin fitilini ateşledi. 21 yaşındayken Galapagos Adalarına yapılan bir gemi yolculuğuna katılan Darwin bu yolculukta adalardaki canlıları, özellikle ispinoz kuşlarını gözlemledi. Bu gözlemleri sonucu elde ettiği veriler onu canlıların değişimi, gelişimi üzerine düşünmeye itti. Canlıların uzun bir dönemde-yüzbinlerce yıl, milyonlarca yıl gibi uzun bir süre- geçirdikleri biyolojik yapılarındaki değişmeleri açıklayabilecek bir teori üzerine kafa yordu. Çağdaşı bilim insanlarının çalışmalarını da yakından takip etti ve onlarla fikir alışverişinde bulundu. Uzun yıllar süren gözlem ve araştırmalarından sonra ise Türlerin Kökeni’ni yayınladı. Kitap yayınlanır yayınlanmaz kıyamet koptu. Darwin türlü suçlamalara maruz kaldı. İncille çeliştiği söylendi. İnsanların soyunun maymundan gelip gelmediği ile ilgili alaycı tartışmalar yapıldı. Darwin’in bu tartışmalardan mümkün oldukça uzak kaldığı ancak kendi taraftarlarının başta da yakın arkadaşı Huxley’in sözünü sakınmadığı ve Darwin karşıtlarıyla çok sert tartışmalara girdiği bilim tarihi kitaplarında anlatılır.
Türlerin Kökeninin ana fikrini kendiniz okuduktan sonra daha iyi fark edebilirsiniz ama ben yine de kendi fikrimi söyleyeyim. Bütün canlılar ortak bir atadan, ortak bir kökenden gelmiştir. Çok uzun zaman dilimlerinde de evrimleşerek türleşmişlerdir. Söylemeden geçmeyelim. Kitapta insanın maymundan geldiği ile ilgili tek bir satır ifade, en küçük ima yok. Vurgulanan can alıcı nokta ise bütün canlıların ortak bir kökenden geldiği. İnsan ve maymun ile ilgili şu söylenebilir: İnsan maymundan ya da maymun insandan türemedi. Ancak insan ve maymun çok çok uzun süre önce yaşamış olan ortak bir atadan evrilerek bugünkü görünümlerini, yapılarını ve işlevlerini kazandılar.
Darwin ile ilgili halen günümüzde devam eden tartışmalar, hatta karalama kampanyaları var. Sağdan soldan kulaktan dolma bilgilerle evrim hakkında siz de bir şeyler gevelemeyin, esas kaynağı Darwin’i okuyun. Çünkü Darwin’in anlattığı bizim de hikâyemiz.


A.KOŞBAY



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder