’Çeşitlenme(değişim) ve doğal seçme
yoluyla değişiklik geçirerek türeme teorisine önemli bir çok itiraz
yöneltildiğini yadsımıyorum. Bu itirazlara değerlerini tam olarak vermeye
çalıştım. İlk bakışta hiçbir şey, karmaşık organların ve içgüdülerin, insan
aklından üstün olmamakla birlikte ona benzer olan kuvvetlerce değil de, her
biri üzerinde bulunduğu canlıya yararlı sayısız ve hafif değişimlerin
birikimiyle yetkinleştirilmiş olduğuna inanmaktan daha güç değildir. Bununla
birlikte, hayal gücümüze aşılmaz gibi gelen bu engel, şu önermeleri
benimsersek, gerçek sayılamaz: Oluşumun ve içgüdülerin bütün parçaları, hiç
değilse bireysel farklar göstermektedir- yapıdaki ya da içgüdüdeki yararlı
sapmaların saklanmasına yol açan bir var olma savaşı vardır- ve, son olarak,
her organın yetkin durumunda, her biri kendi türünde yararlı aşamalanmalar
bulunabilir. Bu önermelerin doğruluğu tartışma götürmez sanırım.’’
Bazı kitaplar yayınlandıklarında bir
devrime sebep olurlar. Evrimi anlatan Darwin, Türlerin Kökeni ile bilimsel ve
kültürel bir devrimin fitilini ateşledi. 21 yaşındayken Galapagos Adalarına
yapılan bir gemi yolculuğuna katılan Darwin bu yolculukta adalardaki canlıları,
özellikle ispinoz kuşlarını gözlemledi. Bu gözlemleri sonucu elde ettiği
veriler onu canlıların değişimi, gelişimi üzerine düşünmeye itti. Canlıların
uzun bir dönemde-yüzbinlerce yıl, milyonlarca yıl gibi uzun bir süre-
geçirdikleri biyolojik yapılarındaki değişmeleri açıklayabilecek bir teori
üzerine kafa yordu. Çağdaşı bilim insanlarının çalışmalarını da yakından takip
etti ve onlarla fikir alışverişinde bulundu. Uzun yıllar süren gözlem ve
araştırmalarından sonra ise Türlerin Kökeni’ni yayınladı. Kitap yayınlanır
yayınlanmaz kıyamet koptu. Darwin türlü suçlamalara maruz kaldı. İncille
çeliştiği söylendi. İnsanların soyunun maymundan gelip gelmediği ile ilgili
alaycı tartışmalar yapıldı. Darwin’in bu tartışmalardan mümkün oldukça uzak
kaldığı ancak kendi taraftarlarının başta da yakın arkadaşı Huxley’in sözünü
sakınmadığı ve Darwin karşıtlarıyla çok sert tartışmalara girdiği bilim tarihi
kitaplarında anlatılır.
Türlerin Kökeninin ana fikrini kendiniz okuduktan sonra daha
iyi fark edebilirsiniz ama ben yine de kendi fikrimi söyleyeyim. Bütün canlılar
ortak bir atadan, ortak bir kökenden gelmiştir. Çok uzun zaman dilimlerinde de
evrimleşerek türleşmişlerdir. Söylemeden geçmeyelim. Kitapta insanın maymundan
geldiği ile ilgili tek bir satır ifade, en küçük ima yok. Vurgulanan can alıcı
nokta ise bütün canlıların ortak bir kökenden geldiği. İnsan ve maymun ile
ilgili şu söylenebilir: İnsan maymundan ya da maymun insandan türemedi. Ancak
insan ve maymun çok çok uzun süre önce yaşamış olan ortak bir atadan evrilerek
bugünkü görünümlerini, yapılarını ve işlevlerini kazandılar.
Darwin ile ilgili halen günümüzde devam eden tartışmalar,
hatta karalama kampanyaları var. Sağdan soldan kulaktan dolma bilgilerle evrim
hakkında siz de bir şeyler gevelemeyin, esas kaynağı Darwin’i okuyun. Çünkü
Darwin’in anlattığı bizim de hikâyemiz.
A.KOŞBAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder