19 Mayıs 2017 Cuma

Homeros - ODYSSEİA




‘’ Çok akıllı Odysseus ona karşılık verdi, dedi ki:
Gerçekten çok akıllı görünürsün sen bana Amphinomos,
Dulikhionlu Nisos’un oğlu olduğun nasıl da belli.
Ününü, varlıklı bir adam olduğunu duymuştum onun.
Madem aklın başında, madem ondan doğdun,
Şu diyeceklerimi iyice kafana koy.
Yeryüzünde yürüyen ve soluyan yaratıklar arasında
İnsandan daha güçsüz bir yaratık beslemez toprak ana.
Tanrılar ona sağlığını ve mutluluğunu bağışlar,
O da, artık benim başıma hiçbir dert gelmez, der,
Ama mutlu tanrılar ona acılardan pay verince de,
Dayanamaz, nedir der, bu benim başıma gelen’’

On yıl süren Troya savaşından sonra yurduna dönmek üzere yola çıkan Kral Odysseus’un dönüş yolculuğu tıpkı Troya Savaşı gibi bir destana dönüşür. Yanındaki bütün adamlarını kaybeden, türlü esaretlere, türlü belalara göğüs geren Odysseus ’a mücadele gücü verense yurduna ve geride bıraktığı ailesine duyduğu sevgisi, bağlılığıdır. Acaba geride bıraktıkları da ona duydukları sevgiyi, bağlılığı koruyabilmişler midir?
Homeros destanlaştırdığı bu eve dönüş hikâyesiyle yüzyıllar boyunca okunacak olan bir anlatıyı insanlığın kültür mirasına hediye etmiş oldu ve kendisinden sonra gelecek pek çok sanatçıya da ilham verdi.  Elbette modern çağlardaki hikâyelerde bu destanda olduğu gibi tanrılar, tanrıçalar, büyücüler, devler, türlü mitolojik varlıklar yok. Ama bu doğaüstü varlıkların hayattaki engellerin bir simgesi olduğu da bir gerçek. Modern eve dönüş anlatılarının üslubu farklı da olsa evrensel tema hiç değişmedi. Zaman herkesi, her şeyi dönüştürür. Ne evine dönen aynı insandır ne de geride bıraktıkları.
Çeviriyle ilgili de birkaç şey söylemeliyim. Azra Erhat ve A. Kadir’in İlyada ve Odysseia çevirileri Türk Çevirisinin de gerçekten başyapıtlarından. Çeviriyle ilgili şaşmaz bir gerçeği de ortaya koyuyorlar. Çevirmenin sadece köprü kurduğu iki dili bilmesi yetmez. O iki dille de hissetmeli, yaşamalı.
İlyada’da çok kurnaz, çok akıllı gibi sıfatlarla birlikte anılan Odysseus’un yerinde başkası olsa bunca felaketten sonra bir köşeye çekilir, yurduna dönüş umudunu yitirirdi. Belki de edebiyat tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir azmin, çelik gibi bir iradenin yegâne temsilcisi Odysseus. Okudukça şöyle düşünüyorsunuz:’’ Hayatta ne olursa olsun yılma, mücadele et! Düştün mü tekrar kalk ayağa! ‘’

A. KOŞBAY


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder