19 Mayıs 2017 Cuma

Eduardo Galeano - AŞKIN ve SAVAŞIN GÜNDÜZ ve GECELERİ



‘’ Şehirler gerçekten var mı?
   Yoksa bunlar insanların ağızlarından çıkardıkları buhar mı?

Öldüğüm zaman hangi sokakların altında yatmak isterdim? Kimlerin adımlarının altında? İnsan hangi adımları sonsuza kadar dinlemek ister?
Montevideo, sevdiğim, nefret ettiğim ve onca şey alıp verdiğim insanların toplamından başka nedir ki? Benim öfkelerim ve hüzünlerim o erkeklerden ve kadınlardan kaynaklanıyor. Onlar benim ulusal tarihim.
Buenos Aires’teki odam için Emilio bana bir duvar resmi yapmayı teklif edince ondan canlı renklerle bir liman yapmasını istedim. Bir Montevideo limanı, ama varmak için, yola çıkmak için değil; merhaba demek için, elveda demek için değil.
Onu benim için yaptı ve resim duvarda kaldı. ‘’

Latin Amerika’nın vicdanı,  aydın namusunu sonuna kadar koruyan gazeteci, yazar Eduardo Galeano, kendi kişisel tarihini, ülkesi Uruguay’ın, uzun yıllar yaşadığı Arjantin’in ve bütün bir Latin Amerika’nın tarihini anlatıyor. Latin Amerika’nın acılarını, hüzünlerini okurlarla buluşturuyor. Galeano’nun satırlarında idealist aydınların mücadeleleri de var, aşkın heyecanları da, çocukluğun puslu anıları da. Anahtar deliğinden görünen evrene baktığımız sayfalarda bir imbikten süzülür gibi gelen bilgelikle, tecrübeyle kuşatılıyoruz. Galeano’nun Latin Amerika’nın puslu zamanlarında kaybolan, işkence gören, öldürülen arkadaşlarını anarken ki acısına, isyanına ortak oluyoruz. En çok etkilendiğim bölümlerden birisi ise küçük kızı eve geldiğinde onunla yaşadıkları. Kızının üzgün olduğunu fark edip nesi olduğunu soruyor. Kızı en sevdiği arkadaşının ona seni artık sevmiyorum dediğini anlatıyor ve ağlamaya başlıyor. Galeano kızına sarılarak onunla beraber ağlıyor.


Hafızamız bizim kişisel tarihimiz. Galeano’nun hafızasının labirentlerinde gezinirken belki de okuduğum onca kitap içinde en çok Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Gecelerinde yazarın benimle konuştuğunu hissettim.  Şöyle diyordu: ‘’Nesneler bana bir süre eşlik ettikten sonra çekip gidiyorlar. Gece sahip olduğum şeyleri gündüz kaybediyorum. Ben nesnelerin tutsağı değilim; onlar hiç bir şeye karar vermiyorlar. Gözlerimi kapıyorum ve denizin ortasındayım.’’

A. KOŞBAY

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder