2016 yılı kitap okuma hedefim 100 adet idi. Ancak bunun ne yazık
ki altında kaldım. Sahi mühim olan nicelik değil, niteliktir. Adetin
fazlalığından ziyade okunan kitaplardan alınan haz ve edinilen bilgiler daha
mühimdir. Hızla okuyup sayıyı arttırmak yerine, sindire sindire ve üzerinde
düşünerek okumak, okumayı daha anlamlı kılar. Zaman zaman “bir an önce bitsin,
hemen bitirmeliyim, 1 haftadır hala elimde…” diyerek bazı kitapları
orada, burada, şurada yalapşap okuyarak hakkını teslim etmediğim doğrudur. :S
Hep derim; her kitap, herhangi bir mekan ve zamanda, herhangi
bir yaşta okunmaya müsait değildir. Yolda, iş molalarında yani gürültünün,
stresin ve yorgunluğun yoğun olduğu anlarda okuduğumuz kitaplar bizi içinde
bulunduğumuz ortamlardan uzaklaştırmayı başarabilseler de, kitabın dünyasına
tam manasıyla girmemizi de sağlayamayabilirler. Bazı kitaplar okunurken sadece
kitapla başbaşa kalınması gerekir. En azından bu benim için böyle. Bu konuda,
sükûnet ve rahat bir ortam en temel ihtiyacımdır. Bundan sebep dikkatimin
sürekli dağıldığı ortamlarda okuduğum kitapların hakkını veremediğim yönünde
duyduğum vicdan azabı kitabı baştan okumama sebep olabilir.
Bu yılın finalini ABD’li yazar John Steinbeck’in İnci adlı
eseri ile yaptım. Bunu söylemeye utanıyorum ama; kitaplığımda senelerdir
duruyordu, bir türlü okumaya fırsatım olmamıştı. Oysa ki ön tanıtım, iç kapak
gibi alanlar için ayrılmış ilk 7 sayfayı saymazsak hepi-topu 89 sayfalık
incecik bir eser ve üstelik bir solukta bitiveriyor. Dün gece 2 saat
içinde bitiverdi. (89 sf için 2 saat uzun mu geldi, hayır cicim aslında bu
kitap için değil.) Bu arada bu 89 sayfalık eser bu yıl okuduğum 89. kitap
olmuş. Sayıların uyumunu severim. Tesadüften ziyade sanki evrenin bir
mesajıymış gibi gelir. :P :P :P
Romanımız Güney Amerika’nın La Paz kasabasında geçiyor.
Kahramanımız Meksikalı yoksul Kino’nun dünyanın en değerli ve en büyük incisi
olma özelliğini taşıyan inciyi bulması ile hayatındaki değişiklikleri konu alıyor.
İnci; hayalinde canlandırdığı zengin hayata kavuşmasını mı sağlayacak,
yoksa ona sahip olmak isteyenlerce eskisinden de kötü bir yaşama mı
sürükleyecek Kino’yu ve ailesini..? merakıyla çeviriyorsunuz yaprakları bir
bir…
Para nedir? Para her şey midir? Güç müdür? Mutluluk mudur?
Roman bu soruları sormuyor ama okurken kendimize bu soruları
sormamızı sağlıyor ve ver(eme)diğimiz cevaplarla bizi başbaşa bırakıyor. Mesela
bu sorulara benim cevabım “belki hepsidir, belki de hiç biri.” yönünde. Tam
anlamıyla cevap verebilmem için önce çok zengin olmam gerekiyor ki, :) aradaki
mukayeseyi bariz bir şekilde yapabileyim, öyle değil mi? :P Belki 2017’ye
milyoner olarak girerim ve yarın bu konudaki net cevabımı iletirim :) ha ne
dersiniz? Çeyrek biletim var elimde neticede veeeee o sihirli düşünce; “Ya Bana
Çıkarsa” :) :)
Neyse sulandırmayayım; romanda işlenen karakterler, masallarda
işlenen karakterler gibi; zenginler genellikle kötü ve zalim, fakirlerse
genellikle iyi ve masum olarak verilmiş. Sahi yazar bu konuda her iki tarafı da
eleştirmekten çekinmemiş. Ve iyiliğin de, kötülüğün de yalnızca bir tarafa
mahsus kalmadığını olay örgüsünün sonunda sunmuş.
Kitapta beni etkileyen bazı satır araları vardı ki,
bunlar; kültürümüzle de, İslamiyet inancı ile de benzeşiyordu. Örneğin; kitapta
geçen “bir şeyi çok istememeli insan! Tanrı’ya karşı gelmektir, bu!” yargısı
bunlardan bir tanesi. Buradan binlerce mil uzaklıktaki bir coğrafyada -Güney
Amerika’nın bir sahil kasabasında- bile din, dil, renk, ırk bakımından farklı
insanların da, bizdeki gibi benzer inançlarla kendilerini sınırlandırmaları
düşündürücüydü. Bu satırlarda kitaptan koptum; psikoloji, sosyoloji, tarih, din
ve inançlar üzerine benzerlikleri ve farklılıkları düşünürken buldum kendimi. O
yüzden incecik kitabı okumak 2 saatimi aldı.
İnci, yazarın Fareler ve
İnsanlar’dan sonra okuduğum 2. kitabıydı. J.Steinbeck hüzünü ve zorlu hayat
şartlarını işlemeyi seviyor. Belki de kendisi de zorlu bir hayat sürdüğü
içindir. MEB İlköğretim 100 Temel Eser arasında olan bu kitabı benim gibi 30
yaşınızda değil, daha erken bir yaşta okumanızı/ okutmanızı öneririm.
Okumak Harika Bir Eylemdir.
Esra K.K.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder