28 Aralık 2016 Çarşamba

Jacques Monod - RASTLANTI ve ZORUNLULUK



’ Benim gözümde biyosfer, şu elimde tuttuğum taşı oluşturan özel atom dizilişi her ne kadar öngörülemez ise, ne daha az ne daha çok öngörülebilir değildir.’’
‘’Teoriye göre, bu nesnenin var olma gibi bir ödevi yoktur; ama buna hakkı vardır.’’
‘’ Taş söz konusu olunca bu bizim için yeterli oluyor; ama kendimize sıra gelince, yeterli gelmiyor. Kendimize gelince, zorunlu, kaçınılmaz ve tüm zamanlar boyunca beklenmiş olmak istiyoruz. Tüm dinler, nerdeyse tüm felsefeler, hatta bilimin bir kısmı, insanlığın, kendi var olmasının zorunlu olmaması durumunun yarattığı çaresizliğe karşı gösterdiği bitmek bilmeyen üstün çabasının tanıklarıdır.’’

Varlığımızın doğadaki rastlantıların bir toplamı olduğu gerçeği bizi rahatsız edebilir. Bunu bilmek hayatta bir amacımızın olmasına, ideallere sahip olmamıza engel değil.
Bütün canlı yaşam nesilden nesile aktarılan yararlı mutasyonların ve genetik transferlerin ürünüdür. Bizi genetik olarak diğer canlılardan ayıran fark çok az.  Bu çok küçük fark bile kültürel bir (d)evrime sebep oluyor.

Proteinlerin yapısından, nükleik asitlere canlıların yapıtaşlarını Jacques Monod’un kaleminden okumaktan keyif aldığımı belirtmeliyim.1970 yılında ilk basımı yapılan kitap moleküler biyolojinin ve biyoloji felsefesinin de temel eserlerinden.  Moleküler biyolojinin gözünden insana bakmak için Rastlantı ve Zorunluluk iyi bir başlangıç…


A. Koşbay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder