20 Aralık 2016 Salı

Yakup Kadri Karaosmanoğlu- YABAN


"Ne bu zırhlılardan, ne bu ordudan, ne sokak başlarındaki bu makineli tüfeklerden korkuyorum.Beni korkutan şey, kendi aramızdaki anlaşmazlıklar, kendi aramızdaki nifaklardır. Bizi asıl bu mahvedecek."
Böyle bir cümle geçiyor Yaban'da. İçinde bulunduğumuz günleri bu kadar güzel özetleyemezdi. Demek ki biz millet olarak eskiden de böyleydik. Kitap 1932 basımı; Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara yakınlarındaki bir köyde geçiyor. Gazi olduğu savaşta kolunun birini kaybederek bu Anadolu köyüne, kendisinden kaçmaya gelen Ahmet Celal'in Türk köylüsü ile arasındaki uçurumu, savaş karşısındaki tutumlarını gördüğünüzde daha doğrusu okuduğunuzda sizin de bir yandan aklınıza günümüz insanı gelecek. Romanı tam da bu zamanlarda okumak en iyisi aslında çünkü ben en son lisede iken okumuştum. Belki bir görev bilinci ya da ödev sorumluluğunda okuduğumdan bu kadar özümseyememiştim. Romanın konusunu anlatıp siz de bu güzel eserden mahrum etmek istemem. Yalnızca bize ilk okuldan bu yana öğretilen topyekün savaş söylemlerinin aslında köy yaşamı ve köylü gözünde nasıl algılandığını ve yerlere göklere sığdıramadığımız Türk köylüsünün savaş karşısındaki tutumunu okuduğunuzda sizin de kafanızda bir soru işareti belirecek...

K.Özcan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder