Yazar: Thomas
Mann
Çevirmen: Behçet
Necatigil
Yayınevi : Can
Yayınları , Modern Klasikler Dizisi
‘’Bu
gülümsemeyi bulan Aschenbach, onu tehlikeli bir armağan gibi alıp
yürüdü. O kadar altüst olmuştu ki, taraçanın ve parterin
ışığından kaçmak, hızlı adımlarla arkadaki parkın
karanlığına sığınmak zorunda kaldı. Hem garip bir şekilde
öfkeli hem de müşfik azarlamalarının önüne geçemiyordu: ‘’
Böyle gülmen doğru değil, Tadzio! Dinle beni, hiç kimseye bu
şekilde gülmek doğru değil!’’ Kendini parktaki kanepelerden
birine attı, bitkilerin gecedeki kokusunu, kendinden geçmiş içine
çekti. Arkasına yaslanmış, kollarını sarkıtmış, yenik düşmüş
ve kat kat ürperişlerle sarılı, özlemin burada yersiz, saçma,
ayıp, gülünç, ama yine de kutsal, henüz burada da saygıya değer
formülünü fısıldadı: ’Seni seviyorum!’’
Buddenbrooklar,
Büyülü Dağ, Doktor Faustus gibi hacimli büyük romanların
yazarı Thomas Mann’ın uzun öyküsü Venedik’te Ölüm; aşk,
ölüm, sanatın açmazları temalarını işliyor. Sanat nedir?,
sanatçı kimdir? , sanatçının sanat anlayışı ve kişiliği
üzerine sorgulamalar, toplum kurallarını, yerleşik değer
yargılarını hiçe sayan platonik bir aşk, yaşam ve ölüm
ikilemi bu öyküde yer buluyor.
Venedik’te Ölüm,
İtalyan Yönetmen Luchino Visconti tarafından sinemaya da
uyarlandı. Filmde başrol oyuncusu Dirk Bogarde’ın performansının
oldukça etkileyici olduğunu belirtmeliyim. Sinemadaki pek çok
edebiyat uyarlaması eserin ruhunu yakalamaktan uzak olsa da
Visconti’nin bu uyarlaması oldukça başarılı. Hatta kitabı
ikince kez okuduğumda Aschenbach’ın görüntüsü olarak zihnimde
Dirk Bogarde belirdi. Bu arada Gabriel Garcia
Marquez’in uzun bir süre eserlerinin sinemaya uyarlanmasına karşı
çıktığını, gerekçe olarak da okurun zihninde sinema
uyarlamasından görüntülerle kitabı eşleştireceği, bunun da
kendisini rahatsız ettiğini açıkladığını hatırladım. Kitabı
okumadıysanız ve filmi izlemediyseniz ilk olarak kitabı okumanızı
öneririm.
Yazar
Aschenbach’ın izinde Venedik sokaklarında dolaşıp kayboluyor,
salgın bir hastalığın kol gezdiği kentte ölümden kaçıp
kurtulmak ve ölüme teslim olmak arasında gidip gelen kahramanı
sarsmak ve ona şöyle demek istiyorsunuz: ’Daha fazla kalma artık
bu kentte. Bavulunu topla ve git!’’
A. Koşbay
A. Koşbay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder