20 Aralık 2016 Salı

Thomas Mann - VENEDİK’TE ÖLÜM



Yazar: Thomas Mann
Çevirmen: Behçet Necatigil
Yayınevi : Can Yayınları , Modern Klasikler Dizisi


‘’Bu gülümsemeyi bulan Aschenbach, onu tehlikeli bir armağan gibi alıp yürüdü. O kadar altüst olmuştu ki, taraçanın ve parterin ışığından kaçmak, hızlı adımlarla arkadaki parkın karanlığına sığınmak zorunda kaldı. Hem garip bir şekilde öfkeli hem de müşfik azarlamalarının önüne geçemiyordu: ‘’ Böyle gülmen doğru değil, Tadzio! Dinle beni, hiç kimseye bu şekilde gülmek doğru değil!’’ Kendini parktaki kanepelerden birine attı, bitkilerin gecedeki kokusunu, kendinden geçmiş içine çekti. Arkasına yaslanmış, kollarını sarkıtmış, yenik düşmüş ve kat kat ürperişlerle sarılı, özlemin burada yersiz, saçma, ayıp, gülünç, ama yine de kutsal, henüz burada da saygıya değer formülünü fısıldadı: ’Seni seviyorum!’’
Buddenbrooklar, Büyülü Dağ, Doktor Faustus gibi hacimli büyük romanların yazarı Thomas Mann’ın uzun öyküsü Venedik’te Ölüm; aşk, ölüm, sanatın açmazları temalarını işliyor. Sanat nedir?, sanatçı kimdir? , sanatçının sanat anlayışı ve kişiliği üzerine sorgulamalar, toplum kurallarını, yerleşik değer yargılarını hiçe sayan platonik bir aşk, yaşam ve ölüm ikilemi bu öyküde yer buluyor.
Venedik’te Ölüm, İtalyan Yönetmen Luchino Visconti tarafından sinemaya da uyarlandı. Filmde başrol oyuncusu Dirk Bogarde’ın performansının oldukça etkileyici olduğunu belirtmeliyim. Sinemadaki pek çok edebiyat uyarlaması eserin ruhunu yakalamaktan uzak olsa da Visconti’nin bu uyarlaması oldukça başarılı. Hatta kitabı ikince kez okuduğumda Aschenbach’ın görüntüsü olarak zihnimde Dirk Bogarde belirdi. Bu arada Gabriel Garcia Marquez’in uzun bir süre eserlerinin sinemaya uyarlanmasına karşı çıktığını, gerekçe olarak da okurun zihninde sinema uyarlamasından görüntülerle kitabı eşleştireceği, bunun da kendisini rahatsız ettiğini açıkladığını hatırladım. Kitabı okumadıysanız ve filmi izlemediyseniz ilk olarak kitabı okumanızı öneririm.

Yazar Aschenbach’ın izinde Venedik sokaklarında dolaşıp kayboluyor, salgın bir hastalığın kol gezdiği kentte ölümden kaçıp kurtulmak ve ölüme teslim olmak arasında gidip gelen kahramanı sarsmak ve ona şöyle demek istiyorsunuz: ’Daha fazla kalma artık bu kentte. Bavulunu topla ve git!’’


A. Koşbay

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder