Yazar:
Mihail Bulgakov
Çevirmen: Aydın Emeç
Yayınevi: İşbankası, Modern Klasikler
‘’İvan öfkeyle kapıyı
gösteriyordu. Ziyaretçinin dudakları acıyla kıvrıldı. Bulutlar arasında
koşarcasına ilerleyen aya bakıp,’’ Gerçeğe sırtımızı dönmemeliyiz,’’ dedi. ‘’
Ne yalan söylemeli, siz de ben de deliyiz! Görmüyor musunuz, sizi ne hale
soktu? Aklınızı kaçırdınız. Tabii, tam onun dişine göre olduğunuz da bir
gerçek. Bana anlattığınız olay gerçekten oldu, tartışılmaz bir şey bu. Ama bu
öylesine olağanüstü ki, dahi bir psikiyatr olan Stravinski bile size inanmadı.
Hem kendisi gördü mü sizi? (İvan başını salladı.) Patriarşiye Göleti Parkı’nda
konuştuğunuz adam Pontius Pilatus’un yanındaydı, Kant’la da kahvaltı etti,
şimdi de Moskova’yı ziyaret ediyor.’’
Rus Edebiyatı denince akla ilk olarak Puşkin, Dostoyevski,
Tolstoy, Gogol gibi yazarlar gelir. Bu dev yazarların dev eserleri vardır. Bir
de bu yazarların gölgesinde kalmış, Bulgakov gibi, kendi özgün sesi olan
yazarlar vardır. Bir orkestranın gürültüsü içinde kaybolmuş, naif bir arp sesi
gibi…
Roma İmparatorluğunda bir vali: Pontius Pilatus
Akıl hastanesine kapatılan bir şair: İvan Nikolayeviç
Bir tiyatro sahnesi… Esrarengiz bir sihirbaz ve tuhaf
yardımcıları. Sahnedeki bedava son moda kıyafetlere, ayakkabılara, çantalara
hücum eden seyirciler. Havada uçuşan tomarla para… Gösteri sonrasıysa Moskova
sokaklarında müthiş bir karmaşa.
Hayattan istediği sadece iki şey- biricik aşkı Margarita ile
bir arada olmak ve romanını bitirmek- olan Usta.
Ve diğerleri…
İyi ve kötü kavramlarını edebiyat, felsefe ve sanatın diğer
disiplinleri hep tartışmıştır. Usta İle Margarita bu tartışmaya kara mizahın ve
biraz da fantastik edebiyatın öğelerini kullanarak yeni bir soluk getiriyor.
Bulgakov ’un gözünden İnsanlık Durumuna farklı bir bakış.
Keyifli okumalar…
A. Koşbay
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder