·
Balzac
·
Dickens
·
Dostoyevski
‘’Balzac’ın kahramanları
hırs küpüdürler, her şeyin tamamını isterler…
Balzac’ın bütün
kahramanlarının bu anda bir tek arzusu vardır: Bu kadın, bu araba, bu uşak, bu
zenginlik, Paris, dünya bana ait olmalıdır!’’
‘’Dickens İngiliz
geleneğinin içine rahatça yerleşmiş, onun dört duvarı arasına evini kurmuştu.
Vatan topraklarında kendini rahat hissediyordu ve hiçbir zaman, hayatı boyunca
İngiltere’nin sanatsal, ahlaki ya da estetik sınırlarını aşmadı. O bir devrimci
değildi. Onun içindeki sanatçı ile İngiliz çok iyi anlaştı ve yavaş yavaş onun
içinde bütünüyle dağıldı.’’
‘’Dostoyevski’yi
gördüğümüzde ilk izlenim her zaman dehşettir, ikincisi ise büyüklük…
Hayat onu üç kez havaya
fırlatır, üç kez yere serer…
Heyecan ve coşkunun önü
alınamıyordu ve başındaki dikenli tacın üzerindeki zafer halesi alev alev
yanıyordu.
Kaderi bunu da istiyordu:
Kor gibi yanan bir dakika içinde misyonun yerine getirildiğini, eserinin
zaferini ona göstermek istiyordu.’’
Çağdaşları Stefan Zweig için son Avrupalı demişlerdi. Avrupa’nın kültürünü,
uygarlığını özümsemiş gerçek bir entelektüeldi. Psikolojik derinliği yüksek
öyküleri kadar biyografileriyle de dünya edebiyatında unutulmaz bir iz bıraktı.
Biyografilerinde ele aldığı kişilerin hayatını sadece tarihlerden, okudukları
okullardan, biz diğer insanlara ders niteliğindeki başarılarından ibaret
saymadı. Onları idealize etmedi. Yüceltmedi. Güçlü ve zayıf yönleriyle,
başarıları ve başarısızlıklarıyla bir insan olarak tanıttı bize onları.
Üç Büyük Ustada; Balzac’ı, Dickens’ı ve Dostoyevski’yi Zweig’in keskin
gözlemci gücüyle, derin psikolojik incelemeleriyle örülü satırlarıyla yeniden
keşfediyoruz. Balzac deyince aklınıza sadece realizmin temsilcisi Fransız
yazardır cümlesi mi geliyor? Dickens eşittir Oliver Twist. Dostoyevski de Suç
ve Ceza’yı bir de Karamazov Kardeşleri yazdı. Hepsi bu mu? Yazarların,
duygularının, düşüncelerinin bire bir yansıması olan kitaplarından kendi iç
dünyalarına nasıl yolculuk yapabileceğimize rehberlik ediyor Stefan Zweig.
A. KOŞBAY
A. KOŞBAY
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder