20 Şubat 2017 Pazartesi

Jonathan Safran Foer - AŞIRI GÜRÜLTÜLÜ VE İNANILMAZ YAKIN


“Hayatına bir sürü insan girer ve çıkar! Binlercesi! Girebilsinler diye kapıyı açık tutman gereklidir! Ama bu aynı zamanda gitmelerine izin vermek de demektir!”

"O gece babam beni yatırır ve kitap hakkında konuşurken bu meseleye bir çözüm düşünüp düşünemediğini sormuştum. "Hangi mesele?" "Fazlasıyla önemsiz olmamız meselesi." "Pekala, bir uçak seni alıp Sahra Çölü'nün ortasına bıraksa ve sen orada, bir cımbızla bir kum tanesini yerinden bir milimetre oynatsan ne olur?" demişti. "Muhtemelen susuzluktan ölürdüm," demiştim. "Hayır, tam o anda, tek kum tanesini oynattığında demek istedim. Ne anlama gelirdi bu?" demişti. "Bilmem. Ne?" demiştim. "Düşün bakalım," demişti. Düşünmüştüm. "Herhalde bir kum tanesini oynattığım anlamına gelirdi." "Ki o da Sahra'yı değiştirdiğin anlamına gelirdi." "Yani?" "Yani mi? Yani, Sahra uçsuz bucaksız bir çöldür. Ve milyonlarca yıldır var. Ve sen onu değiştirdin!" "Doğru!" demiştim yerimde doğrularak. "Sahra'yı değiştirdim!" "Anlamı?" demişti. "Ne? Söyle." "Eh, Mona Lisa'yı yapmaktan veya kanseri tedavi etmekten bahsetmiyorum. Sadece bir kum tanesini bir milimetre oynatmaktan bahsediyorum." "E?" "Bunu yapmasaydın insanlık tarihi şöyle gidecekti" "Hı-hı?" "Ama yaptın. Yani?" Yatakta ayağa kalkmış, yıldızları göstermiş ve bağırmıştım: "İnsanlık tarihinin gidişatını değiştirdim!" "Doğru." "Evreni değiştirdim!" "Değiştirdin." "Ben, Tanrı'yım!" "Sen ateistsin." "Ben, yokum!" Yatağa, kollarına atlamıştım ve kahkahalarla gülmüştük."

11 Eylül sonrasında babasının ardından, babasının ona bıraktığı küçük şifreler ile yolunu bulan Oskar'ın hikayesini okuduktan sonra siz de benim gibi ağlamaklı olacaksınız. Ben her hüzünlü filmde ağlarım ama her kitap beni kolay kolay ağlatamaz. Bu kitabı okuduktan sonra özellkle bitişine yakın sayfalarda ağladım. Tabi öyle salya sümük değil. Hani uzun zamandır görmediğiniz bir dostunuzu görürsünüz de yaşadıklarınız aklına gelince sıcak bir his olur içinizde. Acıdan değil işte hüzünden kaynaklanan ağlama bu bahsettiğim. Her neyse ağlama üzerine bu kadar konuşmak yeter. "Herşey Aydınlandı"'dan sonra okuduğum ikinci Jonathan Safran Foer kitabı. Kitap biraz film gibi aslında. Flashback'ler oldukça yoğun kullanılmış. Bu 
arada kitabın filmi de yapıldı elbette. Hollywood böyle bir hikayeyi kaçırmazdı. Özellikle 11

Eylül konusu onlar için çok önemli. Ama önce kitap. Ben filmi de beğendim, izlerseniz

 onu da seveceğinize eminim. 

Not: Resimdeki yazının meali  "Sevdiğim herhangi birşeyi kaybetmekten korktuğum için sevmeyi reddediyorum"

K.Özcan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder