19 Şubat 2017 Pazar

Sait Faik Abasıyanık - SEMAVER



"Ali, günlerce evin boş odalarında gezindi. Gece ışık yakmadan oturdu. Geceyi dinledi. Anasını düşündü. Fakat ağlayamadı.  Bir sabah yemek odasında karşı karşıya geldiler.O, yemek masasının muşambası üzerinde sakin ve parlaktı. Güneş, sarı pirinç maddenin üzerinde donakalmıştı.Onu kulplarından tutarak, gözlerinin göremeyeceği bir yere koydu. Kendisi bir sandalyeye çöktü. Bol bol, sessiz bir yağmur gibi ağladı. Ve o evde o, bir daha kaynamadı. "

Havalar biraz düzelsin şu kara bulutlar bir dağılsın alın çantanızı sırtınıza, bir de yanınıza Sait Faik kitabı vapurda deniz kokusunu içinize çeke çeke, serin rüzgarı ciğerlerinizde hissederek gidin Burgazada'ya. Yanınızda kimse olmasına gerek yok. Oturun deniz kıyısında bir bankta açın kitabınızı Semaver'i okuyun. Ya da sevdiğiniz farklı bir kitabını. Çünkü onu bu şekilde daha güzel hissedeceksiniz. Hoş bu ortamı yaratmasanız da Sait Faik okuduğunuzda sizinde burnunuza iyot ve deniz kokusu kulağınıza martı sesleri gelecek. Sait Faik benim öyküyü sevme nedenim. İlk okulda okuduğum Semaver öyküsünü geçtiğimiz günlerde yeniden okumak istedim. İlk okulda iken hissettiğim o sıcak anlatım bana hem maziyi hatırlamak için bir fırsat verdi, gözlerim doldu hem de ne kadar büyük bir usta olduğunu, kelimelerini şiir gibi kullandığını bir kere daha fark ettim. Sait Faik Abasıyanık hakkında size bilgi veremem ancak hissettirdiklerini kendimce anlatmaya çalıştım. Merak eder ve okursanız ben de mutlu olurum böylece. 

K.Özcan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder